Hayatımızdaki Kara Delikler

Hayatımızdaki Kara Delikler

Kara Delik kavramı pek çok kişinin bildiği ama hakkında detaylı düşünmediği, gerçekte günlük hayatımızın içinde yer almayan bir konudur. Çünkü günlük hayatımızda hemen yanımızda yer alsaydı muhtemelen çok kısa bir süre içinde onun içine çekilip yitip giderdik.

Ancak metaforik anlamda kara delikler günlük hayatımızda yer alıyor. Onların ne olduğu ve nasıl işlediklerini anlayabilmek için önce kısa birkaç teknik tanıma bakmak gerekir.

Fizik Açısından Kara Delik

Kara delik astrofizikte en çok ilgi çeken göz cisimlerinden bir tanesidir. Tanım olarak kara delik, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli bir gök cismidir.

Fotoğrafta bugüne kadar çekilebilmiş en düzgün kara delik fotoğrafını görebilirsiniz.

Kara Delik Fotoğrafı

Bir kara deliğin varlığı çevresi üzerindeki çekim etkisinden anlaşılmaktadır. Bir kez kara delikçe çekilmeye başladıktan sonra hiçbir parçacık o kara delikten kaçamamaktadır. Bu da kara deliğe “delik” adının verilmesini sağlamıştır.

Kara delik kavramı ilk olarak 18. yüzyıl sonunda, Newton’un Evrensel Çekim Kanunu kapsamında doğmuştur denebilir. Fakat o dönemde var olup olmadıkları kesin bilinmemekteydi. Bununla birlikte, kara delik kavramı ancak 20. yüzyılın başlarında ve özellikle Albert Einstein’ın genel görelilik kuramının ortaya atılmasıyla hayali bir kavram olmaktan çıkmıştır.

Yaşadığımız evrendeki kara delik tanımları yalnızca üç parametreye bağlıdır: Kütle, elektriksel yük ve açısal momentum.

Ayrıca karadeliklerin görünmeyen iç kısımları ise tekillik olarak kabul edilmektedir.

Fiziksel anlamda kara deliklerle ilgili genel bilgiler daha fazla teknik detaya girmeden bu kadarla sınırlanabilir.

Metaforik Anlamda Kara Delik

Yukarıdaki tanımlara baktığımızda görebileceğimiz gibi “bizi içine çeken ve kendisinden kaçamadığımız” günlük hayatımızda yer alan bazı cisimler bizler için hayatımızdaki metaforik kara delikler olacak adlandırılabilir.

Günlük hayatımızda bizi kaçamayacak şekilde içine çeken cisimler, nasıl bir tesadüftür ki, genelde çoğunluğu siyah renklidir:

  • Akıllı Cep Telefonu
  • Televizyon
  • Bilgisayar
  • Tablet
  • Akıllı Kol Saati

Bir de, kendi siyah olmasa da hayatınızı karartanlar grubu var. (Bu grup etkileri çok bilinen bir grup olduğundan burada detaylarına girmeyeceğim.)

  • Uyuşturucu
  • Kumar
  • Alkol
Metaforik Kara Delikler

Fiziksel kara delikler gibi hayatımızdaki kara delikler de sonradan keşfedilip hayatımıza girmiş konulardır. Ancak kademeli olarak bizi daha da kendisine çeken bir yapıya doğru ilerlemektedirler.

Metaforik Kara Deliklerin Hayatımıza Etkileri

Gerçek kara delikler nasıl çevresindekileri içine çektikçe büyüyorsa metaforik kara delikler de teknolojiyle birlikte daha çok kişiye ulaşıp içine çekmekte ve aynı şekilde büyümektedirler.

Teknoloji ilerledikçe insanların bu cihazlara olan yakınlığı artmakta, daha çok bağlanmakta ve kopamaz hale gelmektedirler. Bağımlılık olarak adlandırılabilecek bu durum son yıllarda sadece psikolojik değil aynı zamanda fizyolojik bir bağımlılık haline de dönüşmüştür.

Psikolojik anlamda insanları etkiyen kısım çokça duyulan FOMO (Fear of Missing Out) yani hayatta bir şeyler kaçırma korkusu şekline dönüşmüştür. Türkçe’ye fırsatları kaçırma anlamında çevrilmiş olsa da gerçekte etrafında o kadar çok şey olup biterken birçok şeyden habersiz kalma, bazı olayları, ilişkileri, imkânları elinden kaçırma gibi ele almak daha anlamlı olacaktır. Kara deliğe çekilen biri hiçbir şekilde oradan kaçamayacağından olan bitene de yetişmesi, yakalaması mümkün olamaz. Öyle olunca da içten doğan bir korku, psikolojik bir etki oluşmaya başlar.

Yine etrafında kaldırabileceğinden çok bilgi bombardımanına tutulan bir kişi yavaş yavaş doğal bir insani içgüdü olan kendini başkaları ile karşılaştırma noktasına doğru hızla ilerler. Ancak yoğun bilgi akışı içerisinde yine kendisinden çok daha üstün görünen(!) birçok kişiye rastlayacağından karşılaştırma sonuçları kendisini daha düşük seviyede algılamasına yol açar. Kendisini karşılaştırdığı kişi daha düşük yetenek veya yetkinliklere sahip olsa bile o bilgi akışında bir şekilde üstün(!) görünecek şekilde denk gelince algıya etkisi farklı olur. Yetersizlik (Imposter) Sendromu olarak gündeme gelen ve kişinin kendi yetenekleri, yetkinlikleri, başarılarından şüphe duyup başkalarının kendisini sahtekâr olarak düşüneceğinden korkması kavramıdır.

Fizyolojik anlamda ise artık neredeyse kaçınılmaz bir iletişim aracı(!) haline gelen cep telefonlarına olan bağımlılık Nomofobia kavramını ortaya çıkarmıştır. İngilizce “no mobilephone phobia” ifadesinden türetilmiş olan “nomophobia” kavramının Türkçesi, en kapsayıcı ifade ile “Akıllı Telefonundan Uzak Kalma Korkusu” olarak tanımlanabilir. Güncel bir sıralama bulamadım ama giderek en yaygın fobilerden biri halini aldığını söylemek yanlış olmaz.

Covid sonrası daha çok gündeme gelen ve yeni pandemi olarak adlandırılan “Yalnızlık” veya giderek yalnızlaşma etkisi bir bakıma fiziksel kara deliklerdeki tekillik kavramıyla benzerdir. Kara deliğin içine düşen fiziksel varlıklar tekilliğe sürüklenir. Metaforik kara delikler ise kişileri yalnızlığa doğru taşır. İnsan ne kadar çok telefon, televizyon, bilgisayar, vb. araçlara kendimizi kaptırırsa o kadar çok yalnızlaşır.

Baktığımızda ister psikolojik ister fizyolojik olarak ortaya çıkan bu bağımlılıklar hayatımızdaki kara delikler etkisiyle oluşmaktadır. Kara delikler bizi içine çektikçe daha hangi yeni kavramlar ortaya çıkacak bilinmez ama biz kendimizi kara deliğe kaptırmadan uzaklaşabilirsek belki bir şansımız olabilir.

Olay Ufku

Kara delik kavramını incelediğinizde karşınıza çıkacak bir başka kavram da olay ufkudur. Işık ve maddenin bile artık kaçamayacağı kritik sınır olarak adlandırılabilecek bu noktaya “olay ufku” adı verilir. Bir kara delik madde yuttukça olay ufkunu genişletir, olay ufku genişledikçe de daha güçlü çekim alanına sahip olur. Bir gözlemci kara deliğe ufku aşacak kadar yaklaşmış olabilseydi, kendisine yüzey izlenimi sağlayacak hiçbir özellik veya değişim hissedemeyecekti. Buna karşılık geri dönme girişiminde bulunduğunda, artık bu bölgeden kaçamayacağının farkına varmış bulunacaktı. Bu sınır adeta dönüşü olmayan noktadır.

Metaforik anlamda ele aldığımızda ise bir bağımlılığa dönüşme, fobiye dönüşme gibi sınırları gerçek hayattaki olay ufku olarak tanımlayabiliriz. Neyse ki metaforik kara delikler gerçekleri gibi kaçılamayacak bir seviyede çekim kuvvetine sahip değillerdir. Bağımlılıktan kurtulma, fobiye karşı psikolojik destek alma gibi yardımlarla ileri seviyelerden bile geri dönüşler mümkündür.

Hayatımızdaki Kara Delikler Fırsata Dönüşebilir mi?

Sizi içine çekip yutacak bir kara delik nasıl bir fırsata dönüşebilir diye düşünebilirsiniz. Ancak kara delik kavramı onu doğru ele alabilenler için birçok kez fırsata dönüştü. İnceleyip araştıran, teoriler geliştiren bilim adamları bu konuda ünlü oldu. Senaryolarına konu edip hakkında film yapanlar üzerinden para kazandı. Metaforik anlamdaki kara delikler ise bağımlılık ve fobi tarafıyla psikologlara kazandırırken benim gibi profesyonel koçlar için de kişinin sınırlarını keşfetmesi, kendine alternatif yaklaşımlar bulması, yeri geldiğinde yeni çözümler keşfetmesi süreci destek verme işiyle kazanma fırsatı sağladı.

Peki, sıradan insan yani normalde kara deliğe çekilme olasılığı olanlar için fırsatlar yok mu?

Aslında kara delikler inanılmaz bir enerjiye sahipler. Gerçek hayatımızdakiler ise bir o kadar kaynağa sahipler. Eğer olay ufkuna yaklaşmadan o kaynaklardan yaralanmanın bir yolunu bulursanız size ekstra fırsatlar sağlayabilirler. Kaynakları gelişiminize, doğru bağlantılar kurmaya, hayatınıza olumlu katkılar sağlayacak yollar bulmaya yönelik kullanabilirseniz fırsatları da yakalamış olursunuz. Yine de bu her bir birey için farklı bir yaklaşım gerektirir. Kişi kendini ne kadar tanırsa o kadar doğru çözümler üretebilir. Profesyonel koçluk bu konuda oldukça faydalı bir destek aracıdır.

Tekrar Kara Deliğe Düşmemek İçin Önlemler

Okkam’ın Usturası yani “en basit olası çözümün seçilmesi” yaklaşımı ile kara delikten yeterince uzak durursanız içine düşmezsiniz. Bu da hayatınızda cep telefonu, bilgisayar, televizyon gibi teknolojik aletleri gereksiz yere kullanmamak, kullanım süresini minimuma indirmek anlamına gelir.

İmkânları elverdiği ve isterse en modernini, en kocamanını alabileceği halde evine televizyon almayan arkadaşım vardı. Tercihlerini bu yönde yaparak bir çeşit kendi önlemini almıştı. Cep telefonu olarak sadece acil iletişim amaçlı eski tip tuşlu telefon kullanmayı tercih edenlere denk geldim. Kendisini sürekli uygulamalara bağımlı hissetmek istemediği için bunu tercih ettiğini söylemişti.

Yine de teknoloji odaklı bir hayatın içinde bunu yapmak oldukça zordur. Hele ki bir de işiniz bunlar üzerineyse çok da seçenek kalmaz.

Teknoloji içinde boğulmak üzere olsak bile kötümser olmamak gerek. Teknolojiyi kendisine karşı bir önlem olarak kullanmak da mümkün…

Bilgisayarda ve cep telefonlarında ekran süresi sınırlayıcı uygulamalar var. Bunlar sayesinde günlük hedefler ve limitler koyarak kendi limitlerinizi kontrol altında tutabilirsiniz.

Yine her iki tarafta da kimi uygulamalara erişim kısıtı koyabilirsiniz ve anlık alışkanlık olarak istemsiz erişimlerinize hızlı bir engel oluşturur. Doğal olarak gereksiz şeyler azalmaya başlar.

Teknolojiden uzak gün veya hiç olmazsa saatler belirleyerek tamamen doğa, kitap, spor, gezi, sohbet, oyun, hobi, vb. etkinliklere yönelebilirsiniz.

Özellikle yalnızlaşma kavramından kurtulmak ve kara deliklere düşmemek için fiziksel aktiviteler, dost sohbetleri, insanlarla fiziksel anlamda bir araya gelerek yapılan aktiviteler içinde yer almak kara delik etkilerini azaltabilir, hatta size kaçış fırsatı bile verebilir.

Kara Delik Hayata Döndürme

Sonuçta herkes kendisine uyan ideal yaklaşımı kendisi keşfedecektir. İster kendi başınıza ister destek alarak kişisel çözümlerinizi bulduktan sonra da gerekenleri yaparak kara deliklere kişisel önlemlerinizi hayata geçirebilirsiniz.

Size uyan en ideal çözümleri keşfetmek önce kendinizi keşfetmekle başlar. Alacağınız koçluk desteği size hem kendinizi hem de kendi kara deliklerinizden kaçmanın yollarını bulmada önemli bir araç olacaktır.

Renkli Hayatlar

Kendi kara deliklerinizi tanımlayıp bunlardan nasıl uzak durabileceğinizi bulursanız sonrası hayatınızı renklendirmeye kalır. Renkli hayatlar için etrafınızda her renk var. Sizin renginiz hangileriyse onları bulup hayatınızı o renklerle doldurabilirsiniz. Siyahı da bir renk olarak kabul edenler var ama burada bahsettiğim renklilik siyah haricinde kalan çeşitlemelerdir.

Bob Ross - Renkli Hayatlar

Hayatınız bir tuval ve onu nasıl boyayacağınız da seçeceğiniz renklere bağlı olacak. İster siyah beyaz ister rengârenk, nasıl isterseniz öyle olsun. Yeter ki sizin tercih ettiğiniz gibi olsun…

Translate »